VEFA PARTİSİ PARTİ PROGRAMI
“BÜYÜK TÜRKİYE” VE “YENİ BİR DÜNYA” İÇİN
TEMEL İLKELERİMİZ VE AMAÇLARIMIZ
Temel İlkeler
- HAK VE ADALETİ ÜSTÜN TUTACAĞIZ
- BÜTÜN İNSANLIĞA VE MAHLUKATA ŞEFKATLE MUAMELEYİ ESAS ALACAĞIZ.
- GÜÇLÜ OLANIN HAKLI SAYILDIĞI DEĞİL, HAKLI OLANIN GÜÇLÜ OLDUĞU BİR DÜNYANIN KURULMASI TEMEL İDEALİMİZ OLACAKTIR
- HER TÜRLÜ ZULMÜ VE HAKSIZLIĞI ÖNLEMEK VE İYİNİN, GÜZELİN, FAYDALININ, ADALETİN, DOĞRUNUN HAKİM OLMASINI TEMİN ETMEK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ.
- ÖNCELİKLE MİLLETİMİZE OLMAK ÜZERE TÜM İNSANLIĞA ADALET, REFAH, HUZUR VE BARIŞ, İNSAN HAKLARI, İZZET VE ONUR SAĞLAMAK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ
- MİLLETİMİZE KARŞI DAİMA DÜRÜST, GÜVENİLİR VE ŞEFFAF OLACAĞIZ
- ÜLKEMİZİN VE MİLLETİMİZİN MENFAATLERİNİ DAİMA ÖN PLANDA TUTACAĞIZ.
- "MİLLET İRADESİNİN ÜZERİNDE HİÇBİR BEŞERİ GÜÇ YOKTUR" İLKESİ İLE HAREKET EDECEĞİZ
- BÜTÜN İNSANLARA, DİN, DİL, IRK AYRIMI GÖZETMEDEN ADİL DAVRANACAĞIZ.
- PROBLEM ÜRETEN VE SADECE ELEŞTİREN DEĞİL, UZLAŞMA HEDEFLİ, YAPICI BİR SİYASET İZLEYECEĞİZ.
- ÜLKEMİZİ, HER BAKIMDAN ÜSTÜN VE SAYGI DUYULAN BİR KONUMA ULAŞTIRMAK TEMEL HEDEFİMİZ OLACAKTIR.
- HUKUKU ÜSTÜN TUTAN BİR ÜLKENİN VAZGEÇİLMEZ UNSURU OLAN KUVVETLER AYRIMI İLKESİNİ BENİMSEYECEĞİZ
- VATANDAŞLARIMIZIN MADDİ VE MANEVİ SIKINTILARINDAN KURTARILMASI VE YARINLARA GÜVENLE, UMUTLA BAKABİLMESİ İÇİN GEREKLİ HER ÇALIŞMAYI ZAMANINDA YAPACAĞIZ.
Temel Hedef ve Amaçlar
- Partimizin ana hedefi; milletimizin manevi ve maddi alanlarda kalkınmasını gerçekleştirerek, huzur ve refaha ulaşmasını sağlamaktır. Bununla birlikte, ülkemizin öncülüğünde, tüm insanlığın kurtuluşu için ilmi, iktisadi, siyasi ve ahlaki alanlarda gerekli adımların atılmasıdır.
- Manevi kalkınmamızı gerçekleştirmek için;
Milletimizin; milli ve manevi değerlerimiz etrafında birleşmesi ve bölünmez bir bütün teşkil etmesini sağlayacağız.
Hiçbir ayrım gözetmeksizin tüm vatandaşlarımızın temel hak ve hürriyetlerini tam manasıyla teminat altına alacağız.
Milletimizin; birlik, beraberlik ve kardeşliğini güçlendireceğiz, toplumsal huzur ve barış ortamını tam manasıyla tesis edeceğiz.
Toplumun ve ülkenin teminatı olan, milli ve manevi değerlerimizin korunması ve yeni kuşaklara aktarılmasında hayati öneme sahip olan aile kurumunun korunması ve güçlendirilmesi için çalışacağız.
Devlet-millet kaynaşmasını sağlayacağız.
Anayasamızın 10 ve 14. maddelerinde ifadesini bulan insanın manevi varlığının gelişmesi ve yine anayasamızın 11, 19, 22, 26, 29. maddelerinde vurgulanan hak, adalet, ahlak ve fazilete dayalı sosyal düzenin vazgeçilmezliğini esas alan, ahlak ve maneviyatı üstün tutan görüşü temel alacağız.
Eğitim sistemimizi bilimsel bilgiler kadar ahlak, maneviyat ve fazileti de önceleyen şekilde kurgulayacağız.
- Ve yine manevi kalkınmamızın tesis edilmesi ve milletimizin yeniden örnek bir medeniyet inşasını başarması için; şanlı tarihimizle iftihar eden, inancımızdan kaynaklanan temel değerlerine bağlı, her türlü taklitçilikten uzak, milli ve tarihi şahsiyetinin ve sorumluluğunun idrakinde olan bir bilinçle hareket edeceğiz.
- Partimizin maddi kalkınma bakımından ana hedefi; ülkemizi uluslararası alanda en güçlü, müreffeh ve gelişmiş bir seviyeye çıkartarak, 'Yeniden Büyük Türkiye' idealine ulaşmaktır.
- Maddi kalkınmamızı sağlamak için; anayasamızda belirtildiği gibi, istisnasız her vatandaşımız için insanlık onuruna yaraşır bir yaşam kalitesinin hayata geçirilmesini sağlayacağız, bireysel ve sosyal refahı temin edeceğiz. Bu amaçla partimiz;
Meşru kazanç ve ticari faaliyetlerin teşvik edilmesi,
Milli, güçlü, süratli ve yaygın kalkınmanın gerçekleştirilmesi,
Sanayi ve yüksek teknoloji alanında ilerlemenin sağlanması,
Borçlanma ve faize dayalı sömürü sistemi yerine, istihdam-üretim-ihracat ekonomisine geçilmesi,
Sadece tarım ürünleri değil, yüksek katma değerli teknoloji ürünlerinin ihracatının artırılması,
Başta kamuda olmak üzere, her türlü ekonomik istismarın ve israfın ortadan kaldırılması,
Bölgeler ve sosyal sınıflar arasındaki ekonomik dengesizliklerin giderilmesi,
Vergi sisteminin basit ve adil esaslara dayalı şekilde düzenlenmesi, haksız ve fahiş vergilerin kaldırılması,
Ülkenin kaynak ve imkânlarının kullanımında, ülke kalkınması bakımından en hayati alanlara öncelik verilerek verimliliğin artırılması (Kaynakların sadece betona-çimentoya değil, üretime ve teknolojik ilerlemeye kanalize edilmesi),
gerekliliğine inanır.
- Belirtilen bu adımlar neticesinde manevi ve maddi kalkınmanın sağlanması ile; “Yaşanabilir bir Türkiye” ve “Yeniden Büyük Türkiye” hedeflerine ulaşılacaktır.
- Ülkemizin öncülüğünde, bin senelik geçmişimizden kaynaklanan tarihi misyonumuz doğrultusunda, bizimle aynı inancı ve idealleri paylaşan kardeş Müslüman ülkelerle birlikte gerekli hamleleri yaparak sadece milletimizin ve diğer Müslüman milletlerin değil, tüm insanlığın içinde bulunduğu maddi ve manevi sıkıntıların ortadan kaldırılması, kuvvetin değil, hakkın üstün tutulduğu “Yeni Bir Dünya” kurulması temel hedefimizdir.
Temel Kavramlar
- Devlet: Siyasi, hukuki, sosyal ve ekonomik alanlarda adaletin teminatı, tüm vatandaşların temel hak ve hürriyetlerinin kefili, tüm vatandaşlara temel hizmetlerin eksiksiz bir şekilde ulaştırılmasının sorumlusudur.
- Devlet ayrıcalıklı bir azınlığın emir ve isteklerini yerine getiren, çıkarlarını gözeten bir kurum değildir. Ayrım gözetmeden herkese hizmet eden, mağdurları koruyan ve haklı olanları güçlü kılan bir hizmet kuruluşudur.
- Devlet yönetiminde temel ölçülerimiz; ahlak ve fazilet, ehliyet ve liyakat, tecrübe, teknik ve bilimsel bilgi, feraset ve dirayettir.
- Yasama organı tarafından temel değerlerimize ve milli bünyemize uygun kanunlar çıkarılmalı, mevzuat bu kanunlara uyumlu hale getirilmeli ve kanun karmaşasına son verilmelidir.
- Yürütme, ülkemizin menfaatlerini ön planda tutan, vatandaşlara karşı sorumlu, adil, şeffaf ve denetlenebilir icra makamıdır. Kuvvetler ayrımı ilkesi çerçevesinde yasama organı ile uyum içerisinde çalışır.
- Yargı organları, hukukun üstünlüğüne dayalı, adaletin tam manasıyla tecellisini sağlayan bağımsız ve tarafsız kurumlardır.
- Siyasi Haklar: Mevcut siyasi haklara ilave olarak "millet vetosu" ve "halk teşebbüsü” müesseseleri hayata geçirilerek halkın yasama ve yürütme faaliyetlerine doğrudan katılımı sağlanacaktır.
- Temel Hak ve Hürriyetler: Partimizin hak anlayışına göre hak dört sebepten doğar; 1) Yaşamın korunması (yaşama, insanlık onurunun korunması, bireysel özgürlük), aklın korunması (ruhsal ve manevi varlığının korunması ve sürdürülmesi), malın korunması (maddi varlığın korunması, mülk edinme), neslin korunması ve inancın korunmasını (inanma, inandığı gibi yaşama, düşünce ve düşünceyi ifade etme özgürlüğü, inancı ve düşüncesi doğrultusunda örgütlenme) kapsayan doğuştan gelen haklar, 2) Emek karşılığı doğan haklar, 3) Adalet gereği doğan haklar 4) Karşılıklı rıza ile yapılan sözleşmelerden doğan haklar. Partimiz bu belirtilen hak sebepleri dışında kuvvetin, imtiyazın ve menfaatin hak sebebi sayılmasına kesin olarak karşıdır.
- Partimiz; inanç, düşünce ve ifade hürriyetinin şiddete teşvik, iftira ve hakaret unsuru içermediği müddetçe ihlal edilmesine ve sınırlanmasına kesin olarak karşıdır. Temel prensibimiz fikre fikirle karşılık verilmesi, düşünce ve inançların hiçbir sebeple baskı altına alınmasına meydan verilmemesidir.
- Basın ve Yayın Hürriyeti: Milli, manevi ve ahlaki değerlere saygılı olmak ve şiddete teşvik içermemek şartıyla basın hürdür.
- Ailenin ve Neslin korunması: Sosyal ve ahlaki düzenimizin teminatı ve toplumun temeli olan aile yapısının ve neslin korunması ve devamlılığı için gerekli bütün tedbirler alınmalı, aile huzurunu ve saadetini olumsuz etkileyecek dış etkenler ortadan kaldırılmalı, kanunlar tarafından ebeveynlere sağlanan çocuklarına ahlaki ve dini eğitim yaptırma hakkının en etkili şekilde kullanılmasına yardımcı olunmalıdır.
- Kamu Hizmetleri: Devletin tüm hizmetlerinde şeffaflık, sürat, ucuzluk, kalite ve disiplin sağlanmalı, rüşvet, iltimas, israf, çifte standart gibi problemlerle en etkili şekilde mücadele edilmelidir.
- Sosyal Devlet: Devlet her vatandaşın insanlık onuruna yakışır bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi için eğitim ve sağlık hizmetleri de dâhil temel ihtiyaçlarını ücretsiz karşılar.
- Toplumsal Adalet: Devlet ekonomik alanda istismara yönelik her türlü teşebbüsü önlemeli, meşru kazanç ve çalışma adımlarını en üst seviyede teşvik etmeli, refahın, milli gelirin adil bir şekilde paylaşılması için gerekli tüm tedbirleri almalıdır.
- Milliyetçilik: Şehitlerimizin ve gazilerimizin bizlere emaneti olan ülkemizde, şanlı tarihimizden gelen ortak tarihi, sosyal ve manevi değerlere sahip milletimizin manevi değerlerine ve inancına bağlı, birleştirici ve barıştırıcı bir milliyetçilik anlayışına sahibiz.
ADALET VE HUKUK ANLAYIŞIMIZ
- Toplumsal barış ve huzur, milli birlik ve beraberlik için olmazsa olmaz temel bir değer olan adaletin noksansız bir şekilde her alanda tecelli etmesini sağlamak üzere gereken her türlü tedbiri almak temel amaçlarımızdandır.
- Adaletin tecellisini sağlayacak mahkemelerimizin işlevlerini süratli, doğru ve bağımsız bir şekilde ifa etmeleri için gerekli her türlü imkânla teçhiz edilmeleri sağlanacaktır.
- Siyasetin ve iktidarın yargı süreçlerine müdahalesi asla kabul edilmeyeceği gibi yargının da siyaseti etki altına alması kabul edilemez.
- Herkes, dil, din, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Yapılacak tüm kanuni düzenlemeler ve alınacak tedbirler adil olacaktır. Aksaklığa sebep olan istisnalar yeniden değerlendirilecektir.
- Temel hak ve hürriyetler, Anayasa’da yoruma meydan vermeyecek şekilde sınırlamaları ile birlikte tek tek sayılacaktır.
- Herkes, masumiyet karinesine sahip olduğundan tutuklama kararları ceza infazı gibi uygulanmayacaktır.
- İddianamelerin hazırlanma süreleri ile ilgili düzenlemeler yapılacak, tutuklu işlerde süreler kesin olacaktır.
- En büyük insanlık suçlarından bir tanesi olan maddi ve manevi her türlü işkence önlenecektir.
- Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahip ve yalnızca kendi işlediği suçtan sorumlu olduğundan suç işleyen, yakalanan, tutuklanan kişilerin yakınlarının kişi hürriyetinin ve güvenliğinin sağlanması için tüm tedbirler alınacak, destekler sağlanacaktır.
- “Düşünceyi Açıklama ve Yayma Hürriyeti” ile ilgili tüm kıstas ve kısıtlamalar “Basın Hürriyeti” maddelerindeki gibi Anayasa hükmü haline getirilip kişilerin hürriyetlerinin kıstas ve kısıtlamalarını en iyi şekilde öğrenmeleri sağlanacaktır.
- Anayasanın 125. Maddesinde belirtilen; "İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine yargı yolu açıktır" hükmünün devamında yer alan kamu vicdanını yaralayan kısıtlamalar yeniden gözden geçirilecektir.
- Özellikle ceza davalarında halk tarafından seçilmiş jüri sisteminin uygulanmasını gerekli görüyoruz. Hukuk davalarında mevcut olan “Alternatif Uyuşmazlık Çözüm” yolları geliştirilmeli ve uygulanabilirliği arttırılmalıdır. Böylece uyuşmazlıklara taraf olan kişilerin hukuki meselelerinin daha hızlı bir şekilde ve barışçıl yollarla çözüme ulaşması yöntemleriyle toplumun manevi huzura kavuşması sağlanacaktır.
- Adalet Akademisinde staj yapan hâkim ve savcı adaylarının adalet üzere hükmeden, anlayışlı, dürüst, itimat edilen, vakarlı, metanet sahibi olarak yetişmelerini sağlayıcı eğitimler mesleki eğitimlerle birlikte verilecektir. Kanunda sayılan staja son verme maddesi saklı kalmak kaydı ile bu staj döneminden sonra yapılacak yazılı sınavda da başarılı olanlar Hâkimlik ve Savcılık mesleğine atanacaktır.
- Adalet mensuplarının bilgi ve yeterliliklerinin sürekli olarak geliştirilmesi için bilimsel ve meslek içi eğitime yönelik çalışmalar yapmalarını temin edecek yöntemler geliştirilecektir.
- Hakimlik mesleğinin müstesna konumuna yaraşır bir şekilde, hakimlerin sahip oldukları statünün ve hakların her türlü maddi ve manevi ihtiyaçlarına cevap verecek konuma getirilmesine gayret edilecektir.
- Savcıların duruşmadaki oturma alanları yeniden düzenlenerek sanık müdafilerinden üstün oldukları algısı giderilecektir.
- Savcıların idari görevleri hafifletilerek, Adalet Bakanlığı tarafından gerekli birimler oluşturulacaktır.
- Savcılara bağlı adli kolluk müessesinin kuruluşu hızlandırılacak, güvenlik birimlerindeki çift başlılık ve iş yoğunluğu giderilecektir.
- Adalet mekanizmasının önemli unsurlarından olan avukatlık mesleğinin güvenilirliğinin arttırılması için gerekli önlemler alınacaktır.
- Avukatlar üzerinde vesayetçi bir yapı olan Barolar, meslek sorunlarını çözen kurumlar haline dönüştürülecektir. Alternatif baro seçeneklerinin de bu bağlamda düşünülebileceğine inanıyoruz.
- Kurumsal nitelik kazandırılamayan, görev, yetki ve sorumlulukları diğer kamu kurum ve kuruluşları ile çakışan 'Kamu Baş Denetçiliği' kurumu kaldırılacaktır.
- Ceza İnfaz Kurumlarımızda kapasitelerinin çok üstünde tutuklu ve hükümlü bulunmaktadır. Bu kurumlarımız asgari insani yaşam koşullarını sağlamaktan uzaktır. Bu koşullar iyileştirilecek ve Ceza İnfaz Kurumları, suç ve suçlu sayısını arttıran yapısından çıkarılıp, insan haklarına titizlikle riayet eden ve hükümlüleri topluma kazandıran kurumlar haline getirilecektir. Bu kurumların bağımsız ve sivil denetim mekanizmaları tarafından sürekli olarak denetlenmeleri sağlanacaktır.
Mahkemeler
- “Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce sağlanır” hükmünün sözde kalmaması sağlanacaktır.
- Mahkemelerin kuruluşundaki hassasiyetlere dikkat edilecek, kurulan mahkemelere atanan hâkimlerin değişikliği genel kurallara bağlanacak, hâkimlik teminatının zedelenmesinin önüne geçilecektir.
- Mahkemelerin iş yükünün hafifletilmesi için gerekli tedbirler alınacaktır. Aynı zamanda adalet mekanizmasının işleyişi hızlandırılacaktır.
- Uzlaştırıcılık ve Arabuluculuk sistemi geliştirilecek ve daha yaygın hale getirilecektir. Arabuluculuk imtihanı kaldırılacak, on sene fiili avukatlık ve beş sene fiili hâkimlik veya savcılık yapanlara arabuluculuk belgesi verilecektir.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu
- Hâkimler ve Savcılar Kurulunun üye sayısı ve seçim usulleri yeniden gözden geçirilerek kurul görevlerini yerine getirirken ve yetkilerini kullanırken bağımsızdır ilkesi ile ilgili spekülasyonları önleyici yeni yasal düzenlemeler yapılacaktır.
- “Hâkimlik ve Savcılık mesleğinden çıkarılmayı gerektiren suçlarda disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir” hükmü yalnız Hâkimler Savcılar Kurulu üyelerinin kararı ile değil, bu kurula Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Hukuk Fakültesi Akademisyenleri, Avukatlar arasından seçilecek üyelerin de katılımı ile gerçekleşecek daha geniş bir kurul tarafından verilecek karar ile hükme bağlanacaktır. Bu konunun usul ve esasları düzenlenecektir.
Anayasa Mahkemesi
- Anayasa Mahkemesinin adil ve tarafsız bir şekilde işleyişinin güçlendirilmesi için üye seçimi ve oluşumu gözden geçirilecektir.
- Siyasi partilerle ilgili veya siyasi parti üyesi olmaktan dolayı açılan bütün davaların Anayasa Mahkemesi tarafından görülmesi için gerekli düzenlemeler yapılacaktır.
Yargıtay ve Danıştay
- Yargıtay ve Danıştay’a İçtihat Mahkemesi sıfatı kazandırmak için gerekli çalışmalar yapılacaktır. Bu bağlamda İstinaf adı verilen Bölge Mahkemelerinin de yapısı yeniden gözden geçirilecektir.
- “İçtihat mahkemesi yapılacak adı altında” Yargıtay ve Danıştay üye sayılarında azaltma, üyeliklere son verme, üye sayısını arttırma gibi sayısız yasal düzenleme yapılması, adalete ve ismi geçen kurumlara zarar vermiştir. Bu sebeple, Yargıtay ve Danıştay üye sayıları ile ilgili tüm veriler incelenerek üye sayıları değiştirilemeyecek şekilde bir düzenlemeye tabi tutulacaktır.
- Yargıtay, Danıştay, Bölge Mahkemeleri ve Mahalli Mahkemelerin tahmini karar süresini ilgililere bildirilmesini sağlayacak düzenlemeler yapılarak, kararların makul sürede çıkarılması sağlanacaktır.
- Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Bölge Mahkemeleri ve Mahalli Mahkemelerin iş yükünü hafifletmek için her türlü tedbir alınacaktır.
Siyasi Partiler ve Seçim
- Kuralları tam konmamış, kuvvetler ayrılığını gözetmeyen sistemlerin pek çok mahsurlu sonuçları olduğu Dünya’daki birçok örneği ile gözler önündedir. Bu bakımdan, kuvvetler ayrılığı ilkesini en titiz şekilde gözeten, TBMM’nin işlevinin korunduğu, başkanın da denetlenebilmesi için gerekli düzenlemelerin hayata geçirildiği bir "Başkanlık Sistemi"nin tesis edilmesi öncelikli hedeflerimizden olacaktır.
- Siyasi partiler, demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır. Farklı fikirlere sahip partilerin TBMM’de temsil edilmesini demokrasinin gereği olarak görmekteyiz. Bu sebeple seçim barajının yüzde beş seviyesine düşürülmesi makul gözükmektedir.
- Milletvekili sayısı azaltılarak makul bir seviyeye getirilecektir.
MİLLİ EĞİTİM POLİTİKAMIZ
- İlim ve irfan alanında ilerleme, bilimsel ve teknik güce erişmenin en önemli unsurlarındandır.
- İlim ve irfanı esas alan medeniyetimiz özellikle bilimin manevi ve ahlaki değerler sistemi ile bütünleştiğinde insanlığa faydalı olacağı gerçeğini ortaya koymuştur. Eğitim politikamız bu çok önemli gerçeği temel alacaktır.
- Çocuklarımıza ve gençlerimize büyük hedefler göstermeyen ve gerçek hayatta bir karşılığı olmayan mevcut eğitim sistemimiz ile 'Yeniden Büyük Türkiye' ve 'Yeni bir Dünya' hedeflerine ulaşmamız mümkün değildir. Eğitim sistemimizde esaslı bir dönüşüm gerçekleştirilmeden yapılacak birtakım yüzeysel değişiklikler ile de sonuç alınması mümkün değildir. Bu nedenle eğitim-öğretim sürecini kapsayan bütün faktörleri dönüştürerek yeni bir eğitim-öğretim sistemini hayata geçireceğiz.
- Bu gerçekler ışığında, öğrenmenin ve ilim tahsil etmenin en önemli insani ve manevi sorumluluk olduğunun bilincinde olarak, ırk, cinsiyet ve bölgesel ayrım gözetmeksizin en geniş manada eğitim ve öğretim seferberliğinin gerçekleştirilmesini temel vazife olarak görüyoruz.
- Kendi değerler sistemimize dayanan eğitim modeline göre oluşturulacak yeni eğitim sistemimiz yeni nesillerimizin kendilerine ve bütün insanlığa faydalı olmasını sağlayacaktır.
- Ülkemizin bilgi ve teknoloji çağında geride kalmaması için doğru bir eğitim sistemi ile yenilikçi ve kâşif ruha, sorgulama ve analitik kavrama yeteneğine sahip bireyler yetiştirilmesi, ar-ge, innovasyon ve girişimciliğin önündeki tüm engellerin kaldırılması büyük öneme sahiptir.
- İnsanımızın, yeni bilgiler üreterek ve keşifler yaparak dünyaya öncülük edecek bireyler olmasını sağlayacak eğitim sisteminden geçmesini temin etmek en temel görevlerimizdendir.
- Bu hedef doğrultusunda öğrencilerimiz sadece dersi geçmek, iyi notlar almak, iyi üniversiteleri kazanmak, diploma sahibi olmak ve iyi gelirli işlere girerek kendilerini kurtarmak için ders çalışmayacaklardır. Bütün derslerde ortaya bir eser çıkarmayı, üretmeyi, yenilik getirmeyi, insanlığa faydalı olmayı esas alan bir yaklaşım hâkim kılınacak. Böylelikle gençlerimiz ülkemiz ve tüm insanlığın yararına olacak yenilikler yapmak, ürün ve proje geliştirmek ve büyük işler başarmak için derslerine çalışacaklardır.
- Mevcut sistem içerisinde her okul döneminde her seviyedeki öğrencileri sınav stresine sokmaktayız. Bilgi ölçmek yerine çoktan seçmeli test çözmeyi öğrenen öğrencilerin bilgi seviyelerinin çok da artmadığı, PISA gibi uluslararası öğrenci değerlendirme programlarında açıkça görülmektedir. PISA 2009 sıralamasında 39. olan ülkemiz, PISA 2012 sıralamasında 42. olmuş ve nihayet PISA 2015 incelemesinde, 72 ülke içinde ancak 54. olabilmiştir. Araştırma yapılan 72 ülke içinde 54. sırada olmak üzerinde çok düşünmemiz ve çözmemiz gereken bir konu olacaktır.
- Başarı değerlendirme sistemi not odaklı değil, ürün odaklı olacaktır. Öğrenciler hayatın her alanında yenilikler yapmak, teknoloji üretmek, sanat eserleri ortaya koymak için derslerine çalışacak ve bu amaçlara uygun sınavlara gireceklerdir. Gençlerimiz ezberledikleri bilgi miktarına ve sınavlardan aldıkları notlara göre değil, o dersin bilgilerini kullanarak bir eser üretip üretmediklerine göre değerlendirileceklerdir. Böylece çocuklarımız ve gençlerimiz derslerine sınavdan geçmek için değil, kendilerine ait olan ve gerçek hayatta sorun çözen projeleri ve eserleri üretmek için çalışacaklardır. Yeni eğitim sistemiyle çocuklarımızın ve gençlerimizin büyük hedeflere ulaşmaları için onlara her türlü desteği vereceğiz.
- Eğitimde teorik bilgi biriktirme ve ezbercilik mantığı yerine, bilgilerin uygulaması ile teorik alt yapının mantığının zihinlere yerleştirilmesi öncelenecektir. Örneğin, fizikte elektrik devreleri teorisi basit eğitici devrelerin laboratuvar ortamında uygulanmasına yönelik oyunlar ile öğretilecektir.
- Liseyi, hatta üniversiteyi bitirdikten sonra bile iş bulamayan milyonlarca öğrenci mezun ettiğimiz hepimizin malumudur. Yeni Eğitim Sistemimizde ülke ve dünya gerçeklerini göz önünde bulundurarak her genç evladımızın geleceğe güvenle bakabileceği bir meslek-zanaat-sanat sahibi olmasını sağlayacağız. Üniversiteden mezun olan tek bir gencimiz dahi işsiz kalmayacak, üniversite diploması 'işsizlik sertifikası' olmaktan kurtarılacaktır.
- Türkiye’mizdeki gelir dağılımının eşit olmadığı, bununda, yetişen gençler arasında bir fırsat eşitsizliğine yol açtığı bilinmektedir. Hatta bölgesel eğitim-öğretim farklılıkların da öğrenciler arasında çok haksız bir rekabete yol açtığı bilinmektedir. Eşit şartlar altında eğitilmeyen öğrencilerin aynı sınavlara sokulmasının adaletli olmadığını da biliyoruz. Bu adaletsizliğin giderilmesi için gerekli adımlar süratle atılacaktır.
- Gelecekte ihtiyaç duyulacak bilim dalları bilimsel veriler ışığında belirlenerek öğrencilerin eğitim öğretim program ve müfredatında gerekli değişiklikler yapılacaktır.
- İçinde bulunduğumuz çağda dünya ile iletişimin önemi son derece yüksektir. Bu bakımdan, Arapça, Çince, İngilizce, Rusça, başta olmak üzere en az bir yabancı dilin en iyi şekilde öğretilmesi amaçlanacak, ancak diğer derslerin eğitim dili Türkçe olacaktır.
- Öğrencilerimiz seçecekleri mesleklere göre, ihtiyaç duyuyorlarsa, seçmeli yabancı dil eğitimi almak isteyebilirler. Öğretmen, polis, ordu mensubu, hemşire, doktor ve benzeri meslek sahiplerinin görev yerlerinde halk ile kolay iletişim kurabilecekleri dilleri öğrenmesi, teşvik edilecek ve gerekli ortam hazırlanacaktır. Bu gayret halk ile iletişimi kolaylaştıracaktır.
- Eğitimde en temel prensiplerimizden bir tanesi de anayasamızda devlete bir görev olarak verilmiş olan bireylerin manevi yönünü geliştirme vazifesinin devlet tarafından etkin şekilde yerine getirilmesi suretiyle yeni nesillerimizin ahlak ve fazilet bakımından üst düzeyde yetiştirilmesidir.
- Yeni nesillerimizin dini ve ahlaki hasletlerle donanması, helal ve haram bilincine sahip şuurlu bireyler olarak yetişmeleri için gerekli her türlü tedbir alınacak, eğitim politikamızda ‘önce ahlak ve maneviyat’, ‘nefis terbiyesi’ ve ‘hakkı üstün tutma’ prensipleri hâkim olacaktır.
- Yeni Eğitim-Öğretim sistemimiz, bu gerçekler ve temel prensipler ışığında düzenlenecektir.
Okul Öncesi Eğitim Dönemi
- Yarınlarımız olan çocuklarımızın fiziksel, ruhsal ve zihinsel gelişiminin devlet güvencesinde en üst seviyede korunmasına önem verilecektir.
- 0-5 yaş grubu çocuklarımızın bu dönemde özellikle annesi ile olmak üzere ailesiyle bağlarının güçlendirilmesi amacıyla annelere çocuk bakım maaşı bağlanacaktır. Bu imkana rağmen çalışma hayatına devam etmek isteyen anneler çocuklarını MEB tarafından denetlenen kreşlere gönderebileceklerdir.
- Kreş dönemi çocukların anaokulu eğitimine hazırlandığı, ihtiyaç duyacakları temel bilgilerin oyun olarak basitçe öğretildiği bir dönem olacaktır. Toplumun örf ve adetlerine uygun şekilde ortak değerlerinin öğretildiği bir dönem olacaktır. Bu eğitim dönemi mecburi olmayacak, ancak devlet bu konuda ailelere yardımcı olmak için her türlü tedbiri alacak ve destekleyecektir.
Anaokulu Dönemi
- Temel eğitim öncesinde çocuğun gelişimi ve okula hazır hale gelmesi için pedagoglar yönetiminde hazırlanan bir müfredat uygulanacaktır. Bu eğitim dönemi “Anaokulu” hizmeti veren ve müfredatı MEB tarafından denetlenen kurumlarda yapılacaktır.
- Anaokullarında görev alacak bütün öğretmenlerin yeni eğitim sistemimiz çerçevesinde yeniden kurulacak olan “Öğretmen Okulu” mezunları arasından çocuklarımızın psikolojik, zihinsel ve ahlaki gelişimine uygun kimseler olması sağlanacaktır.
- Çocuklarımıza milli ve manevi değerlerimizin erken yaşta aşılanması da anaokulu eğitiminin temel amaçlarından olacaktır.
Temel Eğitim Dönemi
- Temel eğitim dönemi, uygun geçiş süreciyle süratle değiştirilecek. Müfredat öğrenciyi sorgulayan, araştıran, ve uygulamaya ve yenilik yapmaya yönelten bir eğitim dönemine hazırlayacak ve öğrencinin uygulama becerisinin gelişmesine yardımcı olacak bir hale dönüştürecektir.
- Temel eğitim dönemi okullarımızda modern binalar, akıllı tahtalar, tabletler bilgisayarlar gibi faydalı yeniliklerle yetinilmeyecek, eğitimin sistemimizin sadece fiziksel değil, bilimsel kalitesinin de artırılması için gereken önlemler alınacaktır.
- Sistemimizde, ilkokul ve ortaokul seviyelerindeki müfredat hızla gelişen dünyanın ihtiyaçları göz önüne alınarak, bilimsel bir yaklaşımla yeniden düzenlenecektir.
- Bilimin manevi ve ahlaki değerler sistemi ile bütünleştiğinde insanlığa faydalı olacağı gerçeğinden hareketle temel eğitim dönemi müfredatında öğrencinin ahlak ve maneviyat bakımından gelişmesine özel önem verilecek, ayrıca 'gerçek' bilimler tarihi dersi ile ecdadımızın ve tüm İslam alimlerinin bilime katkıları tam manasıyla ortaya konarak yeni nesillerimizin bilimsel alanda özgüven kazanmaları da sağlanacaktır.
- Okulların fiziki yapısı, mümkün olduğu ölçüde sınıflara düşen öğrenci sayısı, eğitim öğretim araç ve gereçleri, laboratuvarlar, kütüphaneler ve spor alanları bakımından eşit hizmet sunabilir hale getirilecektir.
- Öğretmenlerimizin gelir seviyesi artırılarak yeni eğitim sistemimizin büyük hedefleri doğrultusunda öğrencilerini başarıyla yetiştirmeleri ve manevi tatmin yaşamaları sağlanacak. Öğretmenlerin maaşları en az AB ülkeleri seviyesine çıkarılacaktır.
- Türkiye’nin her yerinde hizmet sunan eğiticilerin mesleki donanımlarının geliştirilmesi için gereken her türlü teşvik uygulanacaktır. Bölgesel farklılıkları ortadan kaldırmak için az gelişmiş bölgelerde görev alacak eğiticilere ek ödemeler yapılacaktır.
- Temel eğitim döneminde öğretmen ve öğretim görevlileri öğrenciler tarafından seçilebilecektir. Öğretmen maaşları öğrenci sayısı, seçilen öğrencilerin üst eğitim kurumlarındaki başarısı ve kıdem esasına göre oluşturulan katsayılara göre adalet esasına göre belirlenecektir.
- Özellikle ilkokullarda görev alan eğiticiler pedagoji eğitiminden geçmemişlerse bu eksikleri süratle tamamlatılacaktır.
- Eğitici ve öğrencilerin yenilenen bilgi teknolojilerini, başta bilgisayar olmak üzere etkili bir şekilde kullanabilmeleri için her türlü destek verilecektir.
- Öğrencilerin bireysel farklılıklarını göz önüne alarak farklı eğitim kurumlarının kuruluşu desteklenecektir. Bu kapsamda ülkemiz için çok önemli bir cevher olan üstün zekâlı öğrenciler zamanında tespit edilerek daha üstün ve farklı müfredatlardan geçirilmesi sağlanacak, bu çocuklarımızın yabancı ülkeler tarafından sahiplenilmesinin önüne geçmek için gerekli tedbirler alınacaktır.
- Engelli öğrencilerimizin eğitim öğretim haklarından sonuna kadar faydalanması için gereken her türlü imkân sağlanacaktır.
- İmkânı olmayan bütün öğrencilerin devlet bursu ile okutulması ve farklı şehirlerde okuyacaklarsa huzurla kalabilecekleri yurtların temininde de gerekli her türlü özen gösterilecektir.
- Sanat ve spor konusunda özel yetenekli öğrencilerin gelişimi için her türlü destek verilecektir.
- Lise düzeyindeki eğitim müfredatı temelden değiştirilecektir. Liseye başlayan öğrencilerden, hali hazırdaki sınıflandırmadan daha geniş şekilde çeşitlendirilecek ANA dallardan bir tanesini tercih etmesi istenecek, buna göre yönlendirme yapılacaktır. Bu yönlendirmenin olabilmesi için ortaokul düzeyinden sonra öğrencilerin ana dallardan birine yönlenmeleri için öğrenci, aile, okul yönetimi ve pedagogların tavsiye ve yardımıyla karar verilecektir.
- Öğrencilerin üniversite bölüm tercihleri lise döneminde seçtikleri ANA dallara bağlı olacaktır. Bu ana dallara göre hangi bölümlere gidebilecekleri Yüksek Öğretim İdaresi tarafından listeler halinde belirlenecektir.
- Öğrencilerin üniversiteye girişinde orta öğretim başarılarının payı artırılacak, ayrıca üniversiteye giriş için salt bilgiyi ölçen, öğrencinin bütün geleceğinin 3 saat içerisinde belirlendiği bir tek sınav değil, bir "sınavlar kümesi" uygulanacaktır. Üniversite adayı öğrenci belli derslerin sınavlarına ayrı ayrı girecek, aynı dersin sınavı yıl içerisinde birkaç kez uygulanacağından, öğrencinin ilk girdiği sınavda başarılı olamaması durumunda tekrar deneme şansı bulunacaktır.
- Üniversiteye giriş için farklı ders alanlarında ve yıl içerisinde birkaç defa uygulanan bu sınavların uygulamaya yönelik olması veya açık uçlu sorular içermesi de ayrıca değerlendirilecektir.
- Lise düzeyinde zanaat okullarını seçerek bu okullardan bir tanesini bitiren öğrenciler ise iki yıllık bir üst meslek okuluna sınavsız gidebilecek, başarı ile bitirmeleri halinde zanaat okullarında profesyonel eğitici olabileceklerdir. Devlet kadrolarında ve özel sektörde tercihli olarak iş bulmaları da sağlanacaktır. Arzu ederlerse konuları ile ilgili üniversite bölümlerine yatay geçiş yapıp ek dersler alarak mühendis diploması da alabileceklerdir.
- Zanaat okullarına gereken ehemmiyetin verilmesiyle, mesleki ve teknik eğitim güçlendirilecek ve teşvik edilecek, sanayi ve iş hayatımızın büyük eksikliğini hissettiği ara eleman ihtiyacının karşılanmasına katkı sağlanacak.
Yükseköğretim
- Ülkemizde son yıllarda onlarca yeni üniversite açılmıştır. Her şehirde açılmaya çalışılan bu üniversitelerin birçoğunun öğretim üyesi, laboratuvar, araç, gereç bakımından yeterli olmadığı bilinmektedir.
- Bazı üniversitelerin de binalarının tamamlandığı, kimlerin tarafından kurulduğu belli olmayan bazı laboratuvarların bile hazır olduğu, ancak bu laboratuvarlar ile ilgili öğretim üyelerinin bulunmadığı bilinmektedir.
- Devlet, üniversitelerimiz, YÖK, siyasetçiler, önümüzdeki on yıllar için herhangi bir planlama yapmadığından, siyasal baskılar etkisinde kalarak aynı, benzer bölümler onlarca üniversitede açılmakta, Türkiye’nin ihtiyacından çok fazla eğitilmiş işsiz ordusu oluşturulmaktadır.
- Bu gerçekleri göz önünde bulunduran partimiz, gelecek on yıllar için, Dünya’nın da gelişen ihtiyaçlarını göz önüne alarak bir program yapacak ve üniversitelere verilen kaynakların boşa gitmemesi için gerekli önlemleri alacaktır.
- Üniversite sayımızın artırılması kadar üniversite eğitiminin kalitesinin artırılmasına da gereken önem verilecek, üniversitelerimizin uluslararası alanda yetkinlik kazanması için gerekli adımlar atılacaktır.
- Üniversitelerimiz İhtisas üniversiteleri haline dönüştürülecek, yeterli öğrencisi ve öğretim üyesi bulunmayan bölümlerin kapatılması sağlanarak kaynak israfı engellenecektir.
- Üniversite eğitiminin salt bilimsel bilgi biriktirme yerine, araştırma, uygulama, keşfetme ve gerçek hayatta sorun çözmeye yönelik bir yapıya kavuşturulması hedeflenecektir.
- Üniversitelerde akademik unvan yükseltme ve kadroya atama kıstaslarının çok farklı olması da adaletsizliğe yol açmaktadır. Bu haksızlık, gerekçesi ne olursa olsun, ortadan kaldırılacaktır. Üniversitelerde Akademik Unvanı aldıktan sonra ilgili kadroya atanmalardaki keyfilik de mutlaka ortadan kaldırılacaktır.
- Yüksek Lisans eğitiminin yeniden düzenlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Özellikle uygulamalı bilim dallarında Yüksek Lisans yapmak isteyen öğrencilerin devlette veya özel sektörde 2-3 yıl çalıştıktan sonra yüksek lisans yapmasının ideal olduğunu düşünmekteyiz. Şimdiki haliyle, öğretim üyesinin belirlediği herhangi bir konu seçilmekte, bu konu da her zaman için bir problemi çözmeye yönelik olmamaktadır.
- Yurtdışında saygın üniversitelerde görev yapan tanınmış yabancı bilim adamları ile ülkemizdeki akademisyenlerin ortak olarak hazırlayacakları özgün projeler desteklenecektir. Proje sayısının arttırılması için her üniversitede yönlendirici “Proje Hazırlama Büroları” kurulması da maddi olarak desteklenecektir.
- Yurtdışında tanınmış Türk asıllı akademisyenlerin Türkiye’de istihdamının yolları aranacak, mümkün olmadığı takdirde bir-iki yıl, Sabbatical süreçlerini kullanarak Türkiye’de ortak çalışma yapmaları için her türlü maddi destek verilecektir.
- Kütüphanelerin ve Dijital-Sayısal kütüphanelerin geliştirilmesi desteklenecektir.
ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR VE SU POLİTİKAMIZ
Enerji
- Bir ülkenin gerçek manada bağımsız olabilmesi için, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulması gereklidir. Stratejik bakımdan son derece önemli olan enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmanın sağlanması için gereken hamleler ivedilikle hayata geçirilecektir.
- Ülkemizin doğalgaz, petrol, kömür gibi fosil enerji kaynaklarını ithal etmesi her sene artan miktarlarda cari açığa sebep olmaktadır. Hedefimiz bu cari açığı olabilecek en az seviyeye indirmek olacaktır.
- Enerji arz güvenliği ve birçok karmaşık siyasi dengeler açısından Rusya, İran, Azerbaycan, Katar, Cezayir ve diğer komşu ülkeler ile çeşitli enerji bazlı uzun vadeli ekonomik ilişkilerimiz bulunmaktadır. Partimiz bütün bu dengeleri gözetecektir.
- Ancak Partimiz, enerji politikalarında özellikle ve öncelikle başta güneş enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarına hayati bir önem gösterecektir. Güneş enerjisi santralleri kurulu gücünün ilk on yıllık planda mevcut enerji kurulu gücümüzün yüzde ellisine ulaşması en önemli hedefimiz olacaktır. Güneş santrallerinin kurulumunda ülkemizde yapımı ve teknolojik geliştirilmesi kolay olan “Konsantre Güneş Enerjisi” metodu (CSP) tercih edilecektir. Bu konuda ARGE çalışmalarına katılacak, yüksek lisans ve doktoralı eleman sayısının arttırılması da öncelikli hedeflerimizdendir. Çatı tipi güneş enerjisi kurulumunda ülkemizde oluşacak teknoloji kirliliğini önlemek ve ülkemizin verimsiz paneller çöplüğüne dönmemesi için güneş enerjisi panellerinin ithali belli kurallara bağlanacaktır.
- Türk teknolojisiyle üretilecek güneş enerjisi panellerinin AR-GE çalışmaları ve yapımı desteklenecektir. Enerji üretiminde kullanılan ve hâlihazırda büyük çoğunluğu ithal edilen tüm araç ve teknolojilerin yerli ve milli olarak geliştirilmesi için gerekli yatırımlara öncelik verilecektir.
- Rüzgâr enerjisi santrallerinin kurulumu desteklenecek, ancak aktif tektonik hatların üzerine gelmemesine ve kurulan alanların turist yoğun bölgeler olmamasına dikkat edilecektir.
- Kömür potansiyelimiz geliştirilecek ve özellikle linyit potansiyelimizin termik santrallerde çevreye en az zarar vererek kullanımı sağlanacaktır. Karbon ve kükürt salınımını en aza indirmek için özel sektörce yapılacak ARGE çalışmaları desteklenecektir.
- Çevre kirliliğine yol açan, tabiatı mahveden, özellikle Karadeniz Bölgesi'ndeki turistik bölgeleri çirkinleştiren dere tipi hidroelektrik santrallerinin yapımı durdurulacak, ancak çok özel uygun şartlar oluştuğunda izin verilecektir.
- Verimsiz çalışan termik ve hidroelektrik santrallerimizdeki problemler özenle incelenecek, verim artışı için gerekli idari ve teknolojik önlemler alınacaktır.
- BM kararları ve sözleşmelerinin de açık şekilde ortaya koymuş olduğu Kıbrıs civarında ve Doğu Akdeniz baseninde bulunan doğalgaz-petrol yatakları ile ilgili haklarımız en titiz şekilde korunacaktır.
- Dünya çapında potansiyeli giderek artan 'yenilenebilir enerji' (gübre, çöp, sera atıkları v.b. atıklardan enerji üretimi) alanında gerekli ilerlemenin sağlanması da hedeflerimiz arasındadır. Mümkün olan ve potansiyeli bulunan her ortamda BİYOGAZ üretilmesi için gerekli teşvikler uygulanacaktır.
- Özellikle Karadeniz kıyılarımızdaki hidrojence zengin suların HİDROJEN ENERJİSİ üretimi için yeterli olup olmayacağını ortaya koyacak AR-GE çalışmaları teşvik edilecektir.
- TPAO, kritik önemde bir kurumumuz olup yurtiçi ve yurtdışı ortaklarla birlikte yürüteceği petrol aramaları teşvik edilecektir.
- Jeotermal enerji açısından oldukça zengin bir ülke olmakla birlikte, Jeotermal kaynaklarımızın %94’lük bir kısmında ölçülen sıcaklıklar elektrik enerji üretimine yetmeyecek kadar düşüktür. Bu gerçek göz önüne alınarak, jeotermal enerji ile ısınan seraların ve ev ısıtmalarının sayısı arttırılacaktır. Elektrik üretimi için yapılacak jeotermal ARGE çalışmaları desteklenecektir.
- Çıkarılması esnasında kullanılan kimyasallar sebebiyle, kanser dâhil olmak üzere önemli ciddi hastalıklara yol açan, kimyasalların, kumun ve suyun hidrolik pompalanması sırasında bölgede deprem oluşum sayısını arttıran, çevre kirliliği oluşturması sebebiyle ABD ve Avrupa ülkelerinde üretimine izin verilmeyen KAYAGAZI’nın ülkemizde de üretimine izin verilmeyecektir.
- NÜKLEER ENERJİ santrallerinin teknolojisi, kurulumu, hammadde temini alanlarında dışa bağımlılıktan kurtulmak için yapılacak çalışmalar teşvik edilecektir.
- Doğal değerlerimiz olan uranyum ve toryum madenlerinin cevher zenginleştirme ve enerji üretimine yönelik nükleer teknoloji geliştirme çalışmaları teşvik edilecektir.
- Çekmece Nükleer Araştırma Enstitüsü'nde, Türkiye’nin tıbbî radyoizotop ve sınaî radyoizotop ihtiyacını da karşılayacak “Radyoizotop Üretim Bölümü” yeniden oluşturulacaktır.
- Elektrik, su, doğal gaz gibi zorunlu ihtiyaç kalemleri bütün hane halkına asgari oranlar nispetinde ücretsiz olarak sağlanacaktır.
Madencilik
- Ülkemiz, maden ve endüstriyel hammadde çeşitliliği bakımından çok zengindir. Bor, toryum, trona madenlerimizin rezerv büyüklükleri son derece yüksektir. Doğal zenginliklerimizden çok daha geniş ve verimli bir şekilde, stratejik hassasiyetler ve milli menfaatler de gözetilerek istifade edilmesi için gereken adımlar hızlı bir şekilde atılacaktır. Elimizde bulunan serveti en ideal bir şekilde değerlendirmenin kanunu yeniden yapılacak, işletmenin ideal usul, metot, yol ve teknolojisi geliştirilecektir.
- Mevcut maden kanunu, madenciliği, sadece çok zenginlerin yapacağı bir sektör haline dönüştürmüştür. Bu ise çok yakında kartelleşmeye yol açacaktır. Bu sebeple Maden Kanunumuzun 2015 yılında yürürlüğe giren ve tamamen ceza vermeye dayalı, orta ve küçük sermayeli madenciyi sektör dışına iten birçok maddesi yeniden gözden geçirilecek ve üretimi teşvik edici hale getirilecektir. Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nün (MİGEM), sadece ceza vermeye hazır bir kurum niteliğinden kurtarılıp, madencilerin işlerini kolaylaştıran ve hatta madencilerin diğer ilgili kurumlardaki işlerini takip eden, yol gösteren kurum haline gelmesi sağlanacaktır.
- Enerji potansiyelimizin ve tabii kaynaklarımızın yerli ve milli yatırımlarla değerlendirilmesi, bu doğal nimetlerden öncelikle milletimizin istifade etmesi hayati öneme sahip olduğundan, bu alanda yabancı sermayeye hâkimiyet sağlayacak ölçüsüz ve adaletsiz uygulamalardan kaçınılacaktır.
- Maden, Endüstriyel hammadde ve taş ocakları ruhsatlarının hepsinde Maden Mühendisi bulundurma mecburiyeti, maden mühendisi sayısının çok yetersiz olması sebebiyle yeniden gözden geçirilecek, yetersiz olduğu durumlarda Jeoloji Yüksek Mühendislerinin görevlendirilmesi için yasal mevzuatta gerekli değişiklik yapılacaktır.
- Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü, 1970’li yıllardaki “Enstitü” kimliğine tekrar kavuşturulacaktır. MTA Bölge müdürlüklerinin tekrar kurulmasıyla ülkemizdeki maden varlıklarının ortaya çıkması hızlandırılacaktır. Bu çalışmalar sırasında, işleri hızlandırmak için Yüksek çözünürlüklü (50 cm ve altı) uydu görüntülerinin kullanılması ve Uzaktan Algılama tekniklerinin kullanılması teşvik edilecektir.
- Uzaktan Algılama ve Coğrafi Bilgi sistemlerini madencilikte ve jeolojik harita yapımında kullanabilen personel sayısının hızla arttırılması sağlanacaktır.
- Ülke sanayisinin öncelikli ihtiyaçları ve gelişen yeni teknolojilerin ihtiyaçları göz önüne alınarak madencilik yapılması planları yapılacak ve uygulanacaktır. Üretimi ve ihracatı azalan kromit ve bakır başta olmak üzere, metalik madenlerdeki temel sorunlar incelenip, üretim ve ihracat arttırılacaktır.
- Bu bağlamda, Demir-Çelik sanayinin ana girdileri olan demir ve kömür başta olmak üzere bakır, kromit ve mangan madenciliğine özel önem verilecektir. Ayrıca, elektrikli araçların akülerinde ve uzun ömürlü Güneş pillerinin yapımında kullanılacak olan Nikel, Kadmiyum, Lityum madenciliğinin geliştirilmesine özel önem verilecektir.
- Endüstriyel hammaddelerimizin ham olarak satışı yeniden gözden geçirilecek, katma değeri yüksek ürünler şeklinde ihracatları teşvik edilecek ve desteklenecektir. Özellikle Bor minerallerinin ham halde satışı zorlaştırılacak, işlenmiş, katma değeri yüksek mamul madde üretimi için AR-GE çalışmaları hızlandırılacaktır.
- Katma değeri yüksek olan altın ve gümüş madenciliğinin gelişmesi için özel önem verilecektir.
- Mermer ve suni mermer sektörü teşvik edilerek bu sektördeki ihracatın arttırılıp, ithalatın azaltılması sağlanacaktır.
- Ülkemizdeki alkali granitler detaylı olarak incelenip feldispat üretimi ve ihracatının arttırılması teşvik edilecektir.
- Rezervlerinin küçük olması sebebiyle işletilemeyen birçok madenimiz ve endüstriyel hammadde ocaklarımız bulunmaktadır. Bu madenlerin çok bulunduğu bölgeler, mevcut veriler ışığı altında belirlenecek, bu bölgelere MADEN TOPLAMA VE ZENGİNLEŞTİRME ALANLARI- OFİSLERİ kurulacaktır. Bu şekilde toplanan madenler bulunduğu bölgede mekanik, fiziksel ve/veya kimyasal zenginleşmeye uğratılacak ve ihtiyaç bulunan sanayi bölgelerine daha az masrafla ulaştırılacaktır. Bu ofisler Devlet tarafından kurulan ofisler olabileceği gibi, teşvikli özel sektör maden alım ofisleri şeklinde de olabilecektir.
- Doğu ve Güneydoğu bölgelerimizde, volkanik camlardan üretilen ve iyi bir izolasyon maddesi olan perlit’in yapı malzemesi olarak kullanımı teşvik edilerek ısı ve elektrik tasarrufu sağlanacaktır. Ayrıca öğütülmüş perlit’in tarım alanlarının tabanlarında kullanılmasıyla su tutucu özelliklerinden de faydalanılacaktır.
- Maden kazalarının önlenebilmesi ve en az seviyeye düşürülmesi için gerekli hukuki ve bilimsel çalışmalar en üst seviyeye çıkarılacaktır.
Su
- Ülkemizde “Su Kanunu” yoktur. Sularımız ile ilgili bazı meselelerle Devlet Su İşleri, diğer bazı meseleleri ile de Çevre ve Orman Bakanlığı ilgilenir. İller Bankası, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Büyükşehir Belediyeleri, şehir, ilçe, belde belediyelerinin de sorumluluk alanlarına giren konular da bulunmaktadır. Bu durum yetki karmaşasına yol açmakta, bürokratik işler yatırımları oldukça geciktirmektedir. Bu bakımdan ülkemiz şartları için uygun olacak bir “Su Kanunu” çıkartmak ilk hedefimiz olacaktır. Suyun gelecekte çok daha artacak stratejik önemi düşünülerek acilen “Su Bakanlığı” kurulacaktır. Böylece su sorunu akılcı ve objektif teşhis ve tedavi yöntemleriyle çözülebilecektir.
- Türkiye kişi başına düşen yıllık 1652 ton su ile “su fakiri” olmaya aday ülkeler arasındadır. Bu ortalamanın dış göçlerden sonra 1500 tona düştüğü düşünülmektedir. Son yılların ortalama verileri dikkate alındığında Ülkemizde kullanıma hazır 112 milyar metreküp suyun yaklaşık 40,5 milyar metreküplük miktarı kullanılmaktadır. Kullanılan suyun yaklaşık 30 milyar metreküpünün tarımsal sulamada, 6,2 milyar metreküpünün içme suları olarak ve 4,3 milyar metreküpünün de sanayide kullanıldığı belirlenmiştir. Bir başka basit ifade ile kullanılan her 4 litre suyun 3 litresi tarımsal sulamada kullanılmaktadır.
- Çeşitli tarım ürünleri için kullandığımız suyun yüzde doksan ikisi gibi oldukça yüksek bir oranda “vahşi sulama” dediğimiz “karık, salma ve tava” usulü ile sulanmaktadır. Geriye kalan yüzde sekizlik kısmın yine çok önemli bir oranı “yağmurlama”, küçücük bir kısmı da “damla” usulü dediğimiz teknikle sulanmaktadır. Sulama sistemimiz çok süratle değiştirilerek “Damla Sulama” sistemine çevrilecektir. Bu şekilde tasarruf edilecek suları (yıllık yaklaşık 20 milyar metreküp) özellikle komşu ülkelere satabilmek için “SU BORU HATLARI” inşası dâhil her türlü tedbir alınacak ve oldukça önemli kazançlar sağlanabilecektir.
- BİRLEŞİK BARAJLAR SİSTEMİ KURULACAKTIR. Fırat ve Dicle havzamız diğer havzalara oranla çok daha fazla kar ve yağmur alır. Bazı mevsimlerde barajlar taşma noktasına gelir. Bizim dağlarımıza düşen bu sular nehir yatağına elektrik bile üretilemeden bırakılır. Her iki nehir suları ile uluslararası anlaşmamız 500 litre/saniyedir. Bu suyu verdikten sonra kalan sular kurulacak boru sistemleri ile cazibe ile Konya ova bölgesi başta olmak üzere diğer barajlarımıza aktarılacaktır. Bu aktarımın nihai noktalarında konulacak türbinler aracılığı ile elektrik enerjisi üretimi de gerçekleştirilecektir.
- Doğu ve Güneydoğu Bölgelerimizde bulunan 22 büyük baraj ve göletlere rağmen sulanması gereken 1,79 milyon hektar arazinin sadece %16’sı, 288.000 hektarlık kısmının sulandığı bilinmektedir. Bu eksikliği ortaya çıkaran sebepler bulunup, acil çözümler üretilecektir.
- Ülkemizin yıllık atık su miktarı yaklaşık 2,93 milyar metreküptür. Bu suların yeniden değerlendirilmesine özen gösterilecek ve ucuz tarımsal sulama için kaynak oluşturulacaktır. Ayrıca atık sulardaki katı malzemelerin “Kompost Tesisleri” kurularak değerlendirilmesi ve tarımda kullanılacak azot gübre elde edilmesi sağlanacaktır.